29 Nisan 2012 Pazar

Tatmak. . .

Bir sürü insan özürlü, engelli demeyi tercih etmiyorum. Onların bir engeli yok ki!
Onlar sadece farklı...
***
Aslında herkes farklı, kimse bir değil. Ama günümüzde özürlülülerin yaşamı çok zor!
Onlar diye ayırıyoruz, sanki insandan ayırıyoruz onları! İstemeden, fark etmeden, bazıları isteyerek. Tabii nasıl bir duygu olduğunu bilmeden konuşmak! Özürlülerin görünüşü, zihinleri, ve bizden farklı yanlarıyla onları dışlamak öyle kolay ki...
***
Ancak biraz onların açısından bakalım:
-Onlar çoğu şeyi tadamıyor nasıl mı?

Boğaz manzarası muhteşemdir, gezip GÖRMEK süperdir. İşte onlar siyah bir boşluk dışında bir şeyi izleyemiyor. Ancak görme özürlülerinde dinleme duyguları gelişmiş oluyor. Bir çok müzisyen görme özürlü! Onlar çok azimi oluyorlar. Hayatta 4 elle tutunuyorlar. Gözlerinizi kapayın ve uzun süre açmayın. Biraz olsun onları anlayabildiniz mi???

Ya duyma engelliler? Onlar bir caz müziğini, rap'i dinleyemiyor. Denizin hışrıtısını dinleyemiyorlar. Bu çok üzücü. Hayatınızdan sesi çıkarın, bu kulağa hiç hoş gelmiyor.

... Gibi! Onların yanında olduğumuzu hissettirmeliyiz. Hayatın bize ne vereceği belli değil. Belki bir gün bizim de başımıza gelebilir, ki kimse olmasa keşke.

Ama keşke demek yerine onların arkasında olabiliriz. Gülümsemek onlara da yakışıyor.

Şimdilik bu kadar!